BELEDİYE ENCÜMEN KARARININ İPTALİ – DAVAYA MÜDAHALE – DİLEKÇE ÖRNEKLERİ

DAVAYA MÜDAHALE – DİLEKÇE ÖRNEKLERİ

 

İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO                                   :

MÜDAHALE TALEBİNDE

BULUNAN/CEVAP VEREN        :

VEKİLİ                                          :

DAVALI                                         : … BELEDİYE BAŞKANLIĞI

DAVACI                                         :

KONU                                            : … Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptaline ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin açılmış bulunan davada, Davalı … Belediye Başkanlığı yanında müdahil olarak davaya kabulümüze karar verilmesi talebi, dava dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulması ve … tarihli keşfin ERTELENMESİNE karar verilmesi hk.  (müdahale talebi)

CEVAPLARIMIZ         :

Davacı, … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, 11, 12, 25, 43, 53 ve 95 sayılı parseller ve … ada, 8 ve 9 sayılı parseller ile … ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanun’un 18. ve 19. maddeleri uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin … Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenmektedir.

Davacı …, davalı Belediyenin işleminin haksız olduğunu ve mağduriyetine neden olduğunu iddia etmektedir. Davacı … sözünü ettiği alanda daha kendi yeri belli olmadan önce bahçe kurmuş ve devasa boyutta bir ev inşa etmiştir. … bu ev ve arsanın çevresini tellerle çevirmiş uzun süre buradan istifade etmiştir. Belediye tarafından yapılan düzenlemede, davacının bu durumu göz önünde bulundurulmuş ve davacıya kendi bahçe evinin bulunduğu yerden hisse verilmiştir. Ancak davacı sebepsiz yere kendisinin mağduriyetine neden olunduğundan bahisle Belediye işleminin iptalini istemektedir. Davacıya başka yerden hisse verilse idi bu sefer de bahçe ve evinden dolayı mağdur olduğu gerekçesi ile tekrar dava açacak idi. Bu nedenle davacının bu itirazları hakkaniyete aykırı ve tamamen kötü niyetlidir. Davacının bu davayı açmaktaki asıl amacı, uyuşmazlık çıkararak diğer pay sahiplerinden kar elde etme düşüncesidir. Ayrıca davacı … kendisine bulvar üzerinden yol verilmediğini kendisine ait arsanın tamamen ara yol üzerinde kaldığını iddia etse de kendisine ana yol üzerinden iki dönümlük yer verilmiştir. İmar uygulaması incelendiğinde bu husus anlaşılmaktadır.

Davacı …,

diğer hissedarların yerinin bulvar üzerinde kaldığını kendi arsasının tamamının ise ara yol üzerinde kaldığını, bu düzenlemenin tamamen keyfi olduğunu hatta düşündürücü olduğunu beyan etmiştir. Belediye tarafından yapılan düzenlemede tüm paydaşların çıkarları eşit olarak gözetilmiştir. Davacının isteği hem kendi mülkünün bulunduğu alanın hem de ana yol kısmının kendisine verilmesi yönündedir. Dava konusu olan ile ilgili daha önce verilmiş ve defalarca iptal edilmiş imar planlarında davacının hissesinin bulunduğu alan hep aynı yerde olmuştur. Zira davacının isteği doğrultusunda yapılacak olan plan diğer tüm hissedarların haklarını zedeleyecektir. Davacının iddiasının aksine kendisi tarafından açılan dava tamamen kötü nitelidir.

Davacının kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığı, kararın tebliğ edilmemesinin usul yönünden eksiklik olup iptal nedeni olduğu iddiaları yersizdir. İmar Kanunu’nun 19. maddesine göre; “İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir. Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır.” Belediye tarafından yapılan işlem kanuna uygundur.

Dava konusu alanda;

1) … yılında yapılan imar planına karşı … 1. İdare Mahkemesinde … esas sayı ile açılan dava … tarihinde … karar ile sonuçlanmış ve işlem iptal edilmiştir.

2) … 2. İdare Mahkemesinde … esas sayı ile açılan dava … tarihinde … karar ile sonuçlanmış ve işlem yine iptal edilmiştir.

3) … 1. idare mahkemesine … esas numarası ile yine dava konusu alan ile ilgili imar planı değişikliği işleminin iptali için açılan dava … tarihinde … karar numarasıyla sonuçlanmıştır. Mahkemece; estetiği bozuk bir yapı adasının meydana getirildiği anlaşıldığından dava konusu revizyon ilave nazım imar planında hukuka uyarlık görülmemiş ve dava konusu işlem iptal edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununa göre; Belediyece yapılacak düzenleme sonucu imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımı sırasında taşınmaz sahiplerine mümkün olduğu kadar aynı şart ve değerde parsel verilmesine dikkat edilmesi gerekir. Yukarıda sayılan ve belediyece her seferinde iptal edilen imar planlarında, her seferinde önceki eksiklikler giderilmiş ve bölgenin yapısına ve hissedarların durumlarına göre imar planı oluşturulmaya çalışılmıştır. Söz konusu alanda yaklaşık 10 yıldır yapılan planlar sürekli iptal edilmektedir. Mahkemece her seferinde hissedarların çıkarları düşünülmeden oluşturulan ilk imar planına uygun bir plan yapılması istenmiştir. Şu an oluşturulan mevcut imar planı mahkemece olması istenen şekle getirilmiştir. Ancak hala diğer hissedarlar tarafından kendi çıkarları zedelendiği gerekçesi ile itirazlar yapılmaktadır. Bu sebeplerden dolayı bu alan yıllardan beri imara açılamamıştır.

İptal edilen imar planları ve sonrasında yapılan yeni imar planları incelendiğinde hissedarların gerek anayolun kenarından hisse almak gerekse petrol istasyonu yapmak sevdaları yüzünden her seferinde estetik olmayan ucube yapılar ortaya çıktığı görülecektir. Ancak son imar planında gerek ara yollar gerekse adalar çok düzgün ve estetik bir şekilde oluşturulmuştur.

Danıştay’ın yerleşik içtihatlarına göre hissedarlara mümkün olduğu kadar aynı şart ve değerde parsel verilmesi gerekmektedir. Mahkemece yapılacak incelemenin ise planın bu kurallara uygun yapılıp yapılmadığı yönünde incelenmesi gerektiğine değinilmektedir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir.” denilmektedir. Kanunun açık ifadesinden anlaşılacağı üzere arsa ve arazi malikleri ve diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaz. Davacı mevcut imar planının hangi yönlerden hukuka aykırı olduğunu hiçbir sebebe dayandırmamış sadece yüzeysel olarak adaletsizlikten ve haksızlıktan bahsetmiştir.

Davacının iddiaları bu yönü ile mesnetsizdir.

İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesine göre;

“İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır:

Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır.

Plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır.

Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde,

 İmar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar iddiaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir.

Belediyece 3194 sayılı imar kanunun 18 ve 19. maddelerine ve İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesine uygun hareket edilmiştir. İdare işleminde usule ve yasaya aykırılık söz konusu değildir. Davacının iddiaları hukuki dayanaktan yoksundur. Açılan dava tamamen kötüniyetli olarak açılmıştır. İş bu nedenle davacının davasının reddi gerekmektedir.

Dava konusu alanda yaklaşık 10 yıldır yapılan planlar sürekli iptal edilmektedir. Diğer hissedarlar tarafından kendi çıkarları zedelendiği gerekçesi ile sürekli itirazlar yapılmaktadır. Bu yüzden bu alan yıllardan beri imara açılamamıştır. Bu nedenle müvekkilimin hakları haleldar olmaktadır. Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı davacının davasının reddine ve mevcut imar planının uygulanmaya devam edilmesine karar verilmesini isteme zaruretimiz doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER             : 3194 Sayılı İmar Kanunu m. 18, 19, İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 10 ve ilgili yasal mevzuat.

DELİLLER                               : … 1. İdare Mahkemesinin … T. … E. … K sayılı kararı, … 2. İdare Mahkemesinin … T. … E. … K sayılı kararı, … 1. idare mahkemesinin … T. … E. … K. sayılı kararı, önceki yıllarda oluşturulmuş imar planları.

NETİCE-İ TALEP                    : Yukarıda açıklanan ve yargılama aşamasında mahkemenizce resen tespit edeceğiniz nedenlerden dolayı, davalı … Belediye Başkanlığı yanında müdahil olarak davaya kabulümüze, haksız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddine, … TARİHİNDE YAPILACAK KEŞFİN MÜVEKKİLİN MÜDAHİLLİĞİ HAKKINDA KARAR VERİLDİKTEN SONRA İCRA EDİLMESİNE BU SEBEPLE DE KEŞİF TARİHİN ERTELENMESİNE, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla vekil olarak arz ederim. …

                                                                                                                Davalı Vekili

 

 Müdahale talebi dilekçe Örneği 2

… İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO                                     :

MÜDAHALE TALEBİNDE

BULUNAN/CEVAP VEREN          :

VEKİLİ                                            :

DAVALI                                          : … BELEDİYE BAŞKANLIĞI

DAVACI                                          :

KONU                                              : … Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptaline ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin açılmış bulunan davada, Davalı … Belediye Başkanlığı yanında müdahil olarak davaya kabulümüze karar verilmesi talebi, dava dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulması ve … tarihli keşfin ERTELENMESİNE karar verilmesi hk. (müdahale talebi)

CEVAPLARIMIZ                    :

Davacı …, davasında, … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … nolu parsel sayısında kayıtlı taşınmazı kapsayan alan ile ilgili Belediye Başkanlığınca alınmış … tarih ve … sayılı kararın iptalini istemiştir.

Davacı … ada … nolu parsel sayısında bulunan taşınmazın malikidir. Davacı bu taşınmaz üzerinde gelir getiren portakal ağaçları olduğunu, bu bahçeden elde ettiği gelir ile geçimini temin ettiğini beyan etmiştir. Son yapılan düzenleme ile Belediyece davacı parselinden Düzenleme Ortaklık Payı miktarı olan … m2 kesildikten sonra … m2 tek parsel olarak kendi yerinden verilmiştir. Mevcut onaylı 1/1000’lik İmar Planında da 1183 ada 95 nolu parselin İmar durumu 1.2 yoğunluklu ticaret alanı görülmekte olup, imar planı gereği ve teknik zorunluluktan dolayı cephesi değişmiştir.

Davacı dava konusu alanda bulunan portakal bahçesinden ve kendisine verilen hisseden bahsetmiş olmasına rağmen kendisine verilmesi gereken hissenin nasıl olması gerektiğinden bahsetmemiştir. Davacı sadece belediyece yapılan işleme itiraz etmekte ancak buna karşılık hiçbir alternatif sunmamaktadır. Davacı nasıl bir düzenleme yapılmasını istediğini belirtmemiştir. Sadece mülkiyet hakkına tecavüz edildiğinden, tapuların ekonomik değerinin düştüğünden, imar uygulaması yapılırken temel esaslara uyulmadığından bahsedilmiş ama bunların nasıl ve ne şekilde olduğunu açıklamamıştır. Davacının iddiaları yüzeysel, soyut ve mesnetsiz kalmıştır.

Dava konusu alan ile ilgili daha önceden birçok defa imar uygulaması ve arsa ve arazi düzenlemesi yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemeler her seferinde mahkemece iptal edilmiştir.

Dava konusu alanda yapılan değişikliklere ilişkin olarak idare mahkemelerinin verdiği kararlar şunlardır;

– … yılında yapılan imar planına karşı … 1. İdare Mahkemesinde … esas sayı ile açılan dava … tarihinde … karar ile sonuçlanmış ve işlem iptal edilmiştir.

– … 2. İdare Mahkemesinde … esas sayı ile açılan dava … tarihinde … karar ile sonuçlanmış ve işlem yine iptal edilmiştir.

–  … 1. idare mahkemesine … esas numarası ile yine dava konusu alan ile ilgili imar planı değişikliği işleminin iptali için açılan dava … tarihinde … karar numarasıyla sonuçlanmıştır.

Dava konusu alanda yaklaşık 10 yıldır yapılan planlar sürekli iptal edilmektedir. Mahkemece her seferinde hissedarların çıkarları düşünülmeden oluşturulan ilk imar planına uygun bir plan yapılması istenmiştir. Ancak hala diğer hissedarlar tarafından kendi çıkarları zedelendiği gerekçesi ile itirazlar yapılmaktadır. Bu sebeplerden dolayı bu alan yıllardan beri imara açılamamıştır. İptal edilen imar planları ve sonrasında yapılan yeni imar planları incelendiğinde hissedarların anayolun kenarından hisse almak, portakal bahçelerinden daha çok kar elde etmek ve petrol istasyonu yapmak sevdaları yüzünden her seferinde estetik olmayan ucube yapılar ortaya çıktığı görülecektir.

Davacı … ile birlikte aynı imar uygulamasının iptali için dava açan diğer davacıların davaları incelendiğinde, kendi bahçelerinin bulunduğu yerden hisse almalarına rağmen yine de dava açtıkları görülecektir. Davacıların amaçları imar planının daha düzgün yapılması değil daha fazla kar elde etmektir.

Danıştay’ın yerleşik içtihatlarına göre hissedarlara mümkün olduğu kadar aynı şart ve değerde parsel verilmesi gerekmektedir. Mahkemece yapılacak incelemenin ise planın bu kurallara uygun yapılıp yapılmadığı yönünde incelenmesi gerektiğine değinilmektedir.  Dava konusu alan ile ilgili yapılan değişikliklerde mahkemece, değişikliğin genel ve kamusal bir gereksinimden mi yoksa belli bir parsele özel düzenleme getirmek amacından mı kaynaklandığı hususu değerlendirilmiştir. Belediyece her seferinde mahkeme tarafından eksik görülen hususlar değerlendirilmiş ve öncekine nazaran daha uygun düzenlemeler yapılmıştır. Düzenlemenin mevcut halinde herhangi bir malikin yararının gözetilmiş olması söz konusu değildir. Kaldı ki belediyece daha önce yapılan değişikliklerde de maliklerin yararları gözetilmemiş mahkemece öncelikle kamu yararı, planlama ilklerine ve şehircilik esaslarına uygunluk denetlenmiştir. Ancak daha çok kar elde etmek isteyen hissedarların etkisi ile bir türlü uygun imar planı oluşturulamamıştır.

Plan değişikliği ve bu değişiklik sonucu yapılan işlemin iptali istemli uyuşmazlıklarda, öncelikle değerlendirilmesi gereken husus, böyle bir değişikliğe gerek olup olmadığı ve bu değişiklikte kamu yararı bulunup bulunmadığıdır. Değişikliğin genel ve kamusal bir gereksinimden mi yoksa belli bir parsele özel düzenleme getirmek amacından mı kaynaklandığı hususu değerlendirmenin başlangıç noktasını oluşturmaktadır. (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 1996/465 E. 1998/159 K. sayılı) Burada, yapılan değişikliğin genel ve kamusal bir gereksinimden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususu üzerinde durulması gerekir. Davacı davasında esas olarak portakal bahçesinin daha çok kar getirmesi için yol cephesinin değişmesi gerektiğini belirtmektedir. Davacının bu iddiası Danıştayın yerleşik içtihatları ve imar mevzuatı göz önüne alındığında dinlenilmemelidir. Zira özel düzenleme getirmek için imar değişikliği yapılamaz.

İmar Kanununa göre;

Belediyece yapılacak düzenleme sonucu imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımı sırasında taşınmaz sahiplerine mümkün olduğu kadar aynı şart ve değerde parsel verilmesine dikkat edilmesi gerekir. Tüm taşınmaz sahiplerinin kişisel istekleri birebir olarak yerine getirilerek imar düzenlemesi yapılabilmesi olanaksızdır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir.” denilmektedir. Kanunun açık ifadesinden anlaşılacağı üzere arsa ve arazi malikleri ve diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaz. Davacının iddiası gibi İmar Kanununa aykırı bir uygulama yapılmamıştır. Kaldı ki davacı tarafından kanunun hangi hükümlerine aykırı davranıldığı açıklanmamış sadece kanuna aykırılık yapıldığı yüzeysel olarak beyan edilmiştir.

Davacı …, Belediye’nin yetkisini keyfilikle müvekkilin haklarını ihlal etmek için kullandığını beyan etmiştir. Belediyece yapılan işlem kanuna uygundur. 3194 sayılı imar kanunun 18 ve 19. maddelerine ve İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesine uygun şekilde hareket edilmiştir. Bu yönetmeliğe göre, düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır. Yapılan imar uygulaması ile dava konusu alanda davacıya kendi yerinden ve kadastral duruma en yakın tam parsel verilmiştir. Arazi kullanım durumu göz önüne alındığında parselasyon kullanım durumuna uygun şekilde düzenleme yapılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasına göre;

Danıştay veya idarî mahkemeler, idarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.”

Dava konusu olayda telafisi güç ve imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları gerçekleşmediğinden yasal koşulları oluşmayan yürütmenin durdurulması talebinin reddi gerekmektedir. 

Dava konusu alanda yaklaşık 10 yıldır yapılan planlar sürekli iptal edilmektedir. Diğer hissedarlar tarafından kendi çıkarları zedelendiği gerekçesi ile sürekli itirazlar yapılmaktadır. Bu yüzden bu alan yıllardan beri imara açılamamıştır. Bu nedenle müvekkilimin hakları haleldar olmaktadır. Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı davacının davasının reddine ve mevcut imar planının uygulanmaya devam edilmesine karar verilmesini isteme zaruretimiz doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER     : 3194 Sayılı İmar Kanunu m. 18, 19, İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 10 ve ilgili yasal mevzuat.

DELİLLER                              :

NETİCE-İ TALEP           : Yukarıda açıklanan ve yargılama aşamasında mahkemenizce resen tespit edeceğiniz nedenlerden dolayı, davalı … Belediye Başkanlığı yanında müdahil olarak davaya kabulümüze, haksız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddine, … TARİHİNDE YAPILACAK KEŞFİN MÜVEKKİLİN MÜDAHİLLİĞİ HAKKINDA KARAR VERİLDİKTEN SONRA İCRA EDİLMESİNE BU SEBEPLE DE KEŞİF TARİHİN ERTELENMESİNE, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla vekil olarak arz ederim. …

Müdahale Talep Eden Vekili

 

ANASAYFA – SİTE İÇİ ARAMA BÖLÜMÜNDEN DİLEKÇE VE MAKALE ARAYABİLİRSİNİZ. 

TALEPLERİNİZ İÇİN İLETİŞİM FORMUNDAN BİZE ULAŞABİLİRSİNİZ

GÖRÜŞ, ÖNERİ VE YORUMLARINIZI LÜTFEN BİZİMLE PAYLAŞIN!

Yorum Yazın